Depresyon çökkün mizaç ve/veya ilgi-istek kaybı başta olmak üzere, bir dizi ruhsal ve bedensel semptomun eşlik ettiği hecmelerle karakterize bir duygudurum (mizaç) bozukluğudur. Depresyon ciddi kişisel, ailevi, sosyal ve toplumsal kayıplara yol açabilen, maliyeti çok yüksek olan; buna karşın doğru teşhis ve iyi tedavi ile tedavi başarısı yüksek olan psikiyatrik bir hastalıktır.
Kişisel yaşam kalitesi, sosyal ve mesleki işlevsellik üzerindeki etkileri nelerdir ?
Kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, sosyal ve mesleki işlevselliğini bozan bir hastalıktır. Yoğun sıkıntı, isteksizlik, bunaltı, karamsarlık, yetersizlik ve çaresizlik hisleri, hayattan ve daha önce zevk aldığı şeylerden zevk alamama, hatta hayatı yaşamaya değer bulmama, suçluluk düşünceleri gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen belirtilere depresyonda sıklıkla rastlanır.
Geceler boyu devam edebilen uyku sorunları , iştah düzensizlikleri, halsizlik gibi belirtiler yaşamı daha da zorlaştırabilir. Depresif hasta bazen kendini kaçamadığı şiddetli bir acının pençesinde hissedebilir. Bazı hastalar bu ruhsal ızdırabın en şiddetli bedensel ağrılardan daha fazla acı çektirdiğini söylerler.Ölüm tek kurtuluş yolu olarak görülebilir.Diğer ruhsal ve bedensel belirtilerin yanı sıra bellek ve yoğunlaşma güçlükleri mesleki işlevselliği olumsuz etkileyen başlıca unsurlardır. Öğrencilerin okul başarısındaki belirgin bozulmalar depresyonun belirtisi olabilir. Depresyonun sosyal işlevselliği bozucu etkileri, sosyal çekilme, yalnız kalmayı tercih etme, eş ve arkadaşlardan uzaklaşma ya da ilişki sorunları yaşama şeklinde ortaya çıkabilir.
Sonuç olarak :
Yaygın, hecmelerle seyreden, genellikle tekrarlayan, tanı aşamasında sıklıkla atlanan, kişisel, sosyal, mesleki işlevsellikte önemli kayıplara yol açan, kişisel ve toplumsal maliyeti çok yüksek, yeterli klinik bilgi ile tanı konulması kolay ve yüksek oranda tedavi edilebilen bir hastalıktır.
Depresyonun Epidemiyolojisi
Yaşam boyu yaygınlığı ne kadardır ?
Yaşam boyu yaygınlığı (prevalansı ) kadınlar için % 10-25, erkekler için % 5-12 civarındadır. Her on erkekten birinin, her beş kadının birinin yaşamının her hangi bir döneminde depresyon geçirme olasılığı vardır. Soy geçmişinde depresyon öyküsü bulunan kişilerde geçirme olasılığı, normal populasyona göre daha fazladır.
Noktasal yaygınlığı (prevalansı) ne kadardır ?
Nokta prevalansı erkekler için % 2-3, kadınlar için % 4.5-9.3 olarak belirtilmiştir. Kabaca bir tahminle İstanbul’da 10 milyon kişi yaşadığını varsayarsak belli bir zaman noktasında geçmişte depresyon geçirmiş ve o anda depresyonda olan erkeklerin toplam sayısı 200 000-300 000, kadınların sayısı ise 450 000-930 000 civarında bulunmaktadır.
Kadınlarda neden daha fazla görülmektedir?
Epidemiyolojik taramaların hemen hemen hepsinde kadınlarda riski erkeklere oranla iki kat daha fazla bulunmuştur. Bu farkı açıklamaya yönelik çeşitli görüşlerden biri hormonal faktörlerin ve stres etkenlerinin kadınları daha yatkın hale getirdiği şeklindedir. Bazı araştırmacılar ise erkeklerdeki oranının da kadınlardaki kadar olduğunu ancak mevcut tanı ölçütleri ile erkeklerdeki depresyona yeterince tanı konulamadığını ileri sürmektedir.
Birinci basamak sağlık kurumlarına başvuranlarda sıklığı ne kadardır ?
Birinci basamak sağlık kurumlarına başvuranların % 6-10 kadarında bulunduğu saptanmıştır (Wulsin L.R.).
Ciddi tıbbi hastalığı olanlarda hangi oranlarda görülür ?
Herhangi bir tıbbi nedenle hastanede yatan hastalarda % 20-33 gibi yüksek oranlarda görülür.
Görülme sıklığı toplumlara veya kültürlere göre değişiklik gösterir mi ?
Hayır. Depresyon farklı ırk, kültür ve ülkelerde benzer oranlarda görülür
Ekonomik kriz veya toplumsal sorunlar görülme oranını arttırır mı ?
Hayır. Stres doğrudan yol açan bir etken değildir. Stres etkenleri yatkın kişilerde depresyonun tetiklenmesine yol açabilir, ancak tek başlarına depresyona neden olmazlar.
Depresyon en sık hangi yaş grubunda görülür ?
İlk depresyon hecmesi en sık 25-44 yaşları arasında görülür.
Çocuklarda depresyon görülebilir mi ?
Süt bebekliği dahil tüm çocukluk döneminde ve ergenlikte depresyon görülebilir. Çocuk ve ergenlerde depresyon yaygınlığı % 5 civarında bildirilmiştir.
Depresyon ileri yaşlarda da görülebilir mi ?
Her yaş döneminde görülebilen bir hastalıktır. Yaşlılarda da görülebilir. Üstelik yaşlılarda depresyon tanısı sıklıkla atlanmakta ve tedavisiz kalmaktadır.
Depresyon sorunları ilgili psikolojik destek almak için Bakırköy Psikiyatri Tedavi ve Araştırma Merkezi’ni arayarak uzmanlarımızdan randevu alabilirsiniz.